Friday, March 27, 2009

One More Cup Of Coffee

Kasabamıza Zimmy geldi. Yani Robert Zimmerman. Hadi işinizi daha da kolaylaştırıyım: Bob Dylan. Amerikan folk müziğinin yaşayan efsanesi. Folk rock ya da folk blues da diyebilirim aslında. Sanırım açıklamak zor. 1941 doğumlu Dylan, bu demektir ki 68 yaşında. Vay canına... Ölmeden görmek lazım dedik, koştuk aldık biletlerimizi.

Üniversitede Dylan'ın bir şarkı sözünden yola çıkılarak hazırlanmış ufak bir açık hava fotoğraf sergisi vardı bugün. Bu kare de sergideki brandadan.

7 Haziran 1988'de,diğer bir değişle ben annemin karnında kulak uzvumu geliştirmek için bol bol hücre bölünmesi yaparken Bob Amca bir turneye çıktı. O turnesini başka bir turneyle birleştirdi. Derken bir gazeteciyle arasında geçen dialogtan bir isim doğdu: Never Ending Tour

Never Ending Tour, Dylan gibi efsaneleşti. Kim bilir kaç konser verdi. Bir iki kere sağlık nedenlerinden ara verir gibi oldu ama sonra kaldığı yerden devam etti. Gerçekten de bitmedi turne. Döndü dolaştı 2009'un bir bahar başlangıcı Jönköping'e geldi. Hikaye bu ya, Arda da ordaydı.

2002'nin Ağustos'undan beri her konser başlangıcında yapılan anonsu da canlı dinlemiş olduk:

"Ladies and gentlemen please welcome the poet laureate of rock 'n' roll. The voice of the promise of the 60's counterculture. The guy who forced folk into bed with rock. Who donned makeup in the 70's and disappeared into a haze of substance abuse. Who emerged to find Jesus. Who was written off as a has-been by the end of the 80's, and who suddenly shifted gears releasing some of the strongest music of his career beginning in the late 90's. Ladies and gentlemen - Columbia recording artist Bob Dylan!"



Bu anonsta bahsedilmiyor; ama Bob iyi bir ressamdır da... Tarzını sevdim.

Zimmy neredeyse bildiğim parçalarının hiçbirini çalmayarak beni hayal kırıklığına uğrattı. Zaten şarkı söylerken de konuşurken de İngilizce'sinden tek kelime anlayamıyoruz. "Just Like A Woman" vardı repertuarda, kapanış da "Blowin' In The Wind" ile yapıldı. Sesi gitmiş Bob Amca'nın. O kadar sigara... Ama efsanesiyle sahnede yaşıyor. Hem mızıka çaldı bize bol bol. O bile yeter. Ama keşke vokalist kullansaydı. Tek vokalisti bile yoktu. Şarkı aralarında hiç konuşmadı. Açılışta da konuşmadı. Sadece orkestradakilerin isimlerini saydı. Sahne bomboştu. Dekor yok. Sadece müzisyenler. Çok fazla ışık vardı; ama onlardan da yararlanılmadı. Sanırım ben sadece sanatımı yaparım felsefesi var. Ötesini popüler kültür olarak görüyor. Ben görsellikle müziğin birbirini tamamladığını düşünürüm. Müzisyen olsam böyle yapardım. Fakat kendi içinde çok mantıklı Bob Dylan'ın tarzı. Bu da yeterli sanırım.
Ayrıca Arda, 50 metre mesafeden kanlı canlı Bob Dylan gördü mü? Bence gördü. Çok cool. Sanırım bunu bir 50 sene kadar anlatır.

Tek bir şey kaldı içimde. Zimmy rüzgarın içine sürüklenmeden önce, ondan canlı canlı "One More Cup of Coffee"yi dinleyemeyeceğim. Acı bir gerçek. Bi' kahve borcun var Zimmy, yazdım kenara...

No comments:

Post a Comment

Bence